EGİTİMDE BOŞ LAF DÖNEMİ

0
2257
Want create site? Find Free WordPress Themes and plugins.

Zil çaldı, okullar açıldı.

Okulların açılması ve yeni öğretim yılının başlamasıyla birlikte ciddi sorunlar gün yüzüne çıktı.

Bunlara bakalım:

Milli Eğitim’den uzaklaştırılan 10 bin öğretmenin yarattığı boşluk hala doldurulamadı.

Bu boşluğun doldurulması için yapılan mülakat evlere şenlik.

Ülkemizin en güzide 155 başarılı okulunun eğitimci kadrosu dağıtıldı.

Ders kitapları hala eksik.

Sorunların faturası şimdilik öğrenciye ve velilere çıkmaktadır. Ancak, eğitimdeki bu başı bozukluk aslında ülkemizin geleceğini etkilemektedir.

19 milyon öğrenci, anne ve babaları da hesaba katıldığında ülkemizin tamamına yakını bugünlerde eğitim sorunları ile yatıp kalkmaktadır.

Bunun farkında olan Milli Eğitim Bakanlığı ve Başbakan, her konuda yaptıklarını eğitimde de yaparak, sanki 15 yıldır eğitim sistemini defalarca değiştiren ve bugünün sorumlusu kendi hataları değilmiş gibi şimdi de “Eğitimde tam güne geçeceğiz” deyiverdiler. Böylece yaşanan sorunlar bir süreliğine de olsa unutulmuş oldu !

Öğretmenlikten atılan, maaşı kesilen, işsiz kalan onbinler, kadrosu 8 yılı geçtiği için emek verdiği öğrencilerinden uzaklaştırılan binler, okulu kapandığı için maddi ve manevi yıkıntı yaşayan yüzbinler böylece kısa süreliğine de olsa ülkenin gözünün önünden uzaklaşmış oldu.

Her zamanki gibi, sorunlar yine halı altına süpürülmüş oldu.

Nasıl olsa, olan bitene tepki gösterecek sendika, oda, dernek, üniversite, eğitimci, düşünür, yazar, çizer kalmadı.

Okulların tam gün olmasına, çocuklarımızın sabahtan akşama kadar eğitimcilere emanet edimesine kimsenin itirazı yok. Onların yemeklerini okulda almasına, burada bilim yapmasına, sosyal yaşamda gereksinim duyacakları bilgi ve becerileri almalarına kimsenin itirazı yok.

İtiraz yok ama şunu da sormalıyız:

Peki, bunu neden okullar kapandıktan sonra bütün bir yaz boyunca düşünmediniz ?

Bunun planlamasını yaparken eğitim dünyası, üniversiteler, dernekler ile uzun uzadıya neden tartışmadınız ?

EĞİTİMDE ÜLKEMİZİN KARNESİ ZAYIF

Aslında ülkelerin eğitim karnesini ne binalar, ne de yapılan anlık ve kısa süreli sistem değişiklikleri belirliyor. Bunu belirleyen bilimsel karneler var. Uluslararası lige bakıldığında bu karneler, Türkiye Milli Eğitimi için çok kötü.

Uluslararası karne olarak görebileceğimiz bir rapor, OECD tarafından kısa bir süre önce yayınlandı. Adı, “Eğitime Bakış Raporu”. Bu rapor, Türkiye’nin eğitim göstergelerini OECD üyesi 34 ülke ile karşılaştırmaktadır.

Her başlıkta Türkiye 34 ülke arasında ya sonuncu, ya da sondan ikincidir.

Örnek olarak, ülkelerin öğrencileri için yaptığı eğitim harcamasına bakıldığında öğrenci başına ortalama harcama miktarı, satın alma paritesine göre 4 bin 482 dolardır. Bu miktar ülkemizde OECD ortalamasının yarısından bile azdır. Türkiye burada Meksika’nın ardından sondan ikincidir.

Bir sınıfa düşen öğrenci sayısında da, öğretmen başına düşen öğrenci sayısında da Türkiye, yine OECD ülkeleri arasında en alt sıralardadır.

Öğretmen maaşları ise tam acınacak durumdadır. Bu konuda da Türkiye, OECD ülkeleri arasında en alt sırada bulunmaktadır.

Bu raporun en dramatik ve geleceğimiz açısından en kaygı verici olan bölümü ise lise çağındaki gençlerin okuma, anlama, matematik ve fen bilgisi düzeyinde OECD ülkeleri arasında sondan 3. olmasıdır.

Dünya Gazetesi yazarı İsmet Özkul’un 20 Eylül tarihinde yazdığı makalede söylediği sözü paylaşmak isterim:

“- Türkiye’nin bu eğitim tablosunu değiştirmeden politikacıların ortaya atacağı 2023 hedefleri de, sanayileşme hikayeleri de, invasyon projeleri de boşlaf olmaktan öteye geçemez.”

SON SÖZ: Binalar, köprüler, alt ve üst geçitler, inşaatlar ile ülkeyi geliştirdiğinizi düşünebilirsiniz. Çocuklarımızı köle olmaktan kurtarmak için bunlar yetmez; onların eğitimlerini çağdaş ve bilimsel standardı yüksek hale getirmelisiniz.

Did you find apk for android? You can find new Free Android Games and apps.
Paylaş
Önceki İçerikHASTANEME DOKUNMA
Sonraki İçerikBonzai Geleceğimizi Teslim Alıyor
Dr. Ülkümen Rodoplu
Dr. Ülkümen Rodoplu, evli ve 2 çocuk babasıdır. Aile, iş ve akademik yaşamındaki başarılarının yanı sıra, tüple dalış, uzun mesafe koşu ve Motor Touring– Harley Davidson gibi ilgi alanları bulunmaktadır. Yaşamının her alanında “proje“üretme” ve “eylem” konusuna önem veren Dr. Ülkümen Rodoplu “Daha Çağdaş bir Türkiye” için değer katacak çalışmalarda bulunmaya devam etmektedir.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here