24 Kasım Öğretmenler Günü

0
2084
Want create site? Find Free WordPress Themes and plugins.

Üç yıl önceydi. Henüz istifa etmemiştim. Tam gün yasası çıkmamıştı. Günde 120 hasta baktığım, İzmir Alsancak Devlet Hastanesi’nde tam yedi kişilik iş yapıp, tek kişilik maaş aldığım zamanlardı. Yaptığım işten yavaş yavaş keyifsizlik yaşamaya başladığım günler.

İşte, böyle bir günde tam da mesaimizin bittiği saatte dahiliye polikliniğinin kapısı açıldı.

Kapıdan içeri yaşlı bir kadın girdi. Her iki elinde birer çanta. Belli ki hastaneye yatmaya gelmişti.

Poliklinik hemşiresi ve kayıt görevlisi bana baktı. Gönder gitsin der gibiydiler.

– Biraz geciktiniz teyzeciğim.

– Ne yapayım doktor bey evladım. Otobüs önümden hızla geçti gitti. El ettiysem de durmadı. Bu hastaneyi çok övdüler. Ben de bekledim. Bir sonraki otobüse bindim.

Uzaktan gelmişti. Yaşlıydı. Hemen bakıvereyim diye düşündüm.

– Gel bakalım, şöyle geç. Ne şikayetin var?

– Ne yok ki evladım. Her yanım ağrıyor, halsizim. Üstelik şekerim de bir türlü düşmedi. Gece oldu mu sabaha kadar tuvalete taşınıyorum.

– !..

– Dizlerim artık beni taşımaz oldu. Gözlerim de buğulu buğulu görüyor. Kaldırımların yüksekliğini kestiremediğim için sokağa da çıkamaz oldum.

Belli ki hemen bakıp, tanı koyup, tedavisini yapabileceğim bir hasta değildi. Hastaneye yatırmaya karar verdim.

– Bakın, teyzeciğim. En iyisi sizi hastaneye yatırıp takip edelim. Yarın sabah kan ve idrar testleriniz yapılır. Birkaç gün yatarsınız. Gereken inceleme ve tedavi yapıldıktan sonra sizi taburcu ederim. Ne dersiniz?

– Çok yaşa doktor bey evladım.

Yatış işlemleri, evraklar, bilgisayar kaydı. Ardından serviste muayene, dosyasının doldurulması, tedavisinin planlanması derken mesai biteli bir saat geçmişti ve ben hala hastanedeydim.

Hastamın tüm incelemeleri, tedavileri, gerekli konsültasyonları tamamlandığında beş gün geçmişti. Her sabah ve akşam muayene için yatağına gittiğimde beni güleryüzle karşılıyor, rengi, morali giderek düzeliyordu.

Taburcu olma zamanı gelmişti. Reçetesini yazdım. Gerekli tavsiyelerde bulundum. Bazı basit evrak işleri kalmıştı. Bunlar da tamamlandıktan sonra artık evine gidebilirdi. Bir ay sonra kontrole gelmesi gerektiğini de anımsattım ve vedalaştım.

İki saat kadar zaman geçmişti. Yine o iki çantasıyla dahiliye kapısında belirdi.

Bana teşekkür etmek için gelmişti. Elinde bir demet karanfil vardı.

Bir hekim için belki de en sihirli an. Hastasının memnun, teşekkür için kapıda belirmesi. Tüm yorgunluğun, üzüntünün bittiği an. Sadece bunun için bile hekimlik, yapılmaya değer özel bir meslektir.

– Teyzeciğim, neden zahmet ettiniz. Bu çiçekleri nereden bulup da aldınız. Keşke masraf etmeseydiniz.”

– Sana az bile evladım.

– Teşekkürler teyzeciğim”

– Beni tanımadın sen. İyi bak bakalım.”

– Tanımaz mıyım hiç. Az önce taburcu ettiğim Hanife Teyze…

– Düşün bakalım. Ankara’ya git. Çizmeci İlkokulu…

İlkokul öğretmenimdi. Hanife Birgül. Soyadı değiştiği için hiç aklıma gelmemişti. Üstelik hiç de söylememişti. Yıllar önceki gencecik ilkokul öğretmenim şimdi karşımdaydı. Beş gündür tedavi ettiğim kişi ilkokul öğretmenimdi.

İyi ki ilk geldiğinde onu kapıdan geri çevirmemiştim. İyi ki…

– Seninle gurur duydum evladım. Daha ilkokuldayken de böyle sabırlı, iyi kalpli bir çocuktun. Hep arkadaşlarına yardım ederdin.”

– …

***

Seni özlüyorum öğretmenim.

24 Kasım Öğretmenler Günün kutlu olsun…
Dr. Ülkümen Rodoplu

Did you find apk for android? You can find new Free Android Games and apps.
Paylaş
Önceki İçerikGrip & Korunma
Sonraki İçerikDr Ülkümen Rodoplu’nun Faaliyetleri
Dr. Ülkümen Rodoplu
Dr. Ülkümen Rodoplu, evli ve 2 çocuk babasıdır. Aile, iş ve akademik yaşamındaki başarılarının yanı sıra, tüple dalış, uzun mesafe koşu ve Motor Touring– Harley Davidson gibi ilgi alanları bulunmaktadır. Yaşamının her alanında “proje“üretme” ve “eylem” konusuna önem veren Dr. Ülkümen Rodoplu “Daha Çağdaş bir Türkiye” için değer katacak çalışmalarda bulunmaya devam etmektedir.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here