Obezite, artık bir halk sağlığı sorunu haline geldi.
T.C. Sağlık Bakanlığı verilerine göre ülkemizde kadınların yüzde 20,9’unun obez olduğu görülmektedir. Erkeklerde ise bu oran yüzde 13,7’dir. Toplamda ise Türkiye’de obezite oranı %17’dir. Yol açtığı hastalıklarla birlikte sağlık harcamalarında en önemli yeri tutan obezitenin birçok kronik hastalıkla yakından ilişkili olduğu bilinmektedir.
Obezite, vücuda besinler ile alınan enerjinin, harcanan enerjiden fazla olmasından kaynaklanan ve vücut yağ kitlesinin, yağsız vücut kitlesine oranla artması ile açıklanan kronik bir hastalıktır.
Evet, obezite bir hastalıktır.
Günlük alınan enerjinin harcanan enerjiden fazla olması durumunda, harcanamayan enerji vücutta yağ olarak depolanmakta ve obezite oluşumuna neden olmaktadır.
Günümüzde önlenebilir ölümlerin sigaradan sonra gelen ikinci önemli nedeni obezite, kalp-damar hastalıkları, hipertansiyon, diyabet, bazı kanser türleri, solunum sistemi hastalıkları, kas-iskelet sistemi hastalıkları gibi pek çok sağlık probleminin oluşmasına zemin hazırlamakta, hayat kalitesi ve süresini olumsuz yönde etkilemektedir.
Dünya Sağlık Örgütü (WHO) obeziteyi en riskli 10 hastalıktan biri olarak kabul ederken, yine aynı örgüt tarafından yürütülen son araştırmalarda obezitenin kanserle yakın ilgisi olduğu belirlenmiştir.
Obezitenin en önemli risk faktörlerini; fiziksel aktivitede azalma, beslenme alışkanlıkları, yaş, cinsiyet, eğitim düzeyi, evlilik, doğum sayısı ve genetik oluşturmaktadır. Kalıtsal olarak da geçebilen obezite özellikle gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde hızla yayılmaktadır.
Son aylarda bu konuda yapılan araştırmalar ve yayınlarda obezitenin çok yakın bir gelecekte ülkelerin ekonomilerini de zorlayacak noktalara ulaşacağı vurgulanmaktadır. WHO, bu konuda yakın zamanda birçok rapor yayınlamıştır. “Global Health Observatory” verileri ve “Ending Childhood Obesity” gibi özel raporlar, obesitenin sağlık sistemleri üzerindeki yüküne odaklanmaktadır.
Sağlık Harcamaları: Obezite, çeşitli kronik hastalıkların, örneğin diyabet, kalp hastalıkları ve hipertansiyon gibi durumların riskini artırır. Bu hastalıkların tedavisi için sağlık harcamaları yükselmektedir. Hükümetler ve sağlık sistemleri, bu artan harcamaları karşılamak zorunda kalacağından, ekonomik yük artar. Bu durum, sağlık bütçelerinde kısıtlamalara ve diğer sosyal hizmetlere yönelik finansman eksikliklerine yol açabilir.
Çalışan Verimliliği: Obezite, iş gücü verimliliğini olumsuz etkileyebilir. Obez bireyler, fiziksel sağlık sorunları nedeniyle genellikle daha fazla hastalık izni alırlar ve bu da iş gücünün verimliliğini düşürür. İşe devamsızlık oranları yükselirken, işyerindeki performans da olumsuz etkilenir.
Üretkenlik ve Ekonomik Büyüme: Obezitenin ekonomik etkileri sadece bireyler üzerinde değil, aynı zamanda genel ekonomik büyüme üzerinde de hissedilir. Düşük iş gücü verimliliği ve artırılmış sağlık harcamaları, iş gücü ekonomisini sarsabilir ve ülkelerin ekonomik büyüme hedeflerine ulaşmalarını zorlaştırabilir.
Eğitim ve İstihdam:Obezite, bireylerin eğitim seviyelerini ve istihdam fırsatlarını da etkileyebilir. Sağlık sorunları yaşayan bireyler, eğitimlerini tamamlamakta zorlanabilir ve bu da iş bulma şanslarını azaltabilir. Eğitimsiz bir iş gücü, ekonominin yenilikçi ve rekabetçi olma kapasitesini azaltır.
Sosyal Giderler:Obezite, sosyal hizmetlere olan talebi artırarak devlet bütçelerini zorlayabilir. Özellikle düşük gelirli bireyler obezite riski altında daha fazla bulunabilir, bu da sosyal adalet ve eşitlik konularını gündeme getirir. Devletler, bu grupların desteklenmesi için ek kaynaklar ayırmak zorunda kalabilir.
Gelecek Çözümler:Ülkeler, obeziteyi azaltmaya yönelik programlar geliştirerek bu ekonomik etkileri azaltabilir. Sağlıklı yaşam tarzlarının teşvik edilmesi, egzersiz olanaklarının artırılması ve sağlık eğitimi gibi stratejiler, obezite ile mücadelede etkili olabilir. Bu bağlamda yapılan yatırımlar, uzun vadede sağlık harcamalarını azaltabilir ve iş gücünün verimliliğini artırabilir.
Sonuç olarak, obezitenin ekonomik etkileri çok boyutludur ve uzun vadede ülkelerin büyüme ve gelişme stratejilerini doğrudan etkileyebilir. Bu nedenle, hükümetler, sağlık kuruluşları ve toplumlar, obezite ile mücadelede etkin önlemler alarak gelecekteki bu etkilere karşı hazırlıklı olmalıdır.
Son söz: Bir sonraki yazımda obeziteden korunma ve tedavi konusunda güncel bilgileri paylaşacağım.



